20 Şubat 2017 Pazartesi

Basit yaşayacaksın... Hayatı sadeleştirmek adına...

 
Bir koşuşturmaca içinde yaşıyoruz, sürekli yetişmemiz gereken bir yer, yetiştirmemiz gereken bir iş, yetmemiz gereken birileri arasında bir kaosa dönüşüyor hayatımız...
 
Bu karmaşa içinde her şeye yetişmeyim derken hiçbir şeye yetişemiyoruz. Önce sağlığımızdan oluyoruz, sonra doktorlar terapistler arası mekik dokuyup iyileşmeye çalışıyoruz. Yani önce kendimize hayatı zehir ediyoruz, sonrada ruhumuzu beslemek adına yoga, meditasyon yapıyoruz...
 
Basit yaşamayı beceremiyoruz bir türlü. İş yerimizde ki masamızı işgal eden gerekli gereksiz evrak kirliliği, son teknoloji cep telefonu ve laptoplarımız, son moda kıyafetlerle dolup taşan dolaplarımız, sayısını ancak öderken hatırlayabildiğimiz kredi kartları, daha iyi araba, daha büyük ev...
 
İlişkilerimizi bile sade yaşayamaz olduk. 2 kişi yetmiyor artık bir aşkı yaşamaya hep bir 3. dahil etmeye çalışıyoruz. Ne kazandığımız parayla tatmin oluyoruz ne de o paranın satın aldıklarıyla...Gün geçtikçe sadelikten uzaklaşıyoruz. Elimizdeki imkanlar çoğaldıkça doyumsuzlaşıyoruz. Manevi olarak açlığa mahkum ettiğimiz ruhumuzu, maddiyatla tatmin etmeye çalışıyoruz. 
 
Ne zamandan beri bir aşk yetmiyor bize? Ne zaman unuttuk azın aslında daha çok olduğunu ve hayatta güzelliklerin paylaşarak çoğaldığını?
 
Basit yaşayalım arkadaşlar hayatı...sanki bir gün ceketimizi alıp gidebilecek kadar basit... Bağımlı olmayalım hiçbir şeye körü körüne, bağımlılıklarımızın ve sahip olduklarımızın esiri olmayalım... Okumaya, dinlemeye, izlemeye, paylaşmaya, yanında olmaya, uğruna para, zaman ve enerji harcamaya değecek şeyleri hayatımızda yanımızda tutalım gerisini koyuverelim gitsin...
 
Çünkü, hayatı ne kadar sade yaşarsan,
 
  • Bir şeylerin ters gitme olasılığı da o kadar az olur ve bir şeyler ters gittiğinde onarması da bir o kadar kolay olur.
  • Çözülmesi gereken sorunlar o kadar az olur.
  • Hayatın o kadar sana ait olur ve onu kendi istediğin gibi yönlendirmek ve yönetmek için o kadar az enerji harcarsın.
  • Sevdiklerinle geçirecek ve sevdiğin şeyleri yapacak o kadar fazla vaktin olur.  
  • Hayatın o kadar fazla sakinlik, huzur ve dengeyle dolar.
  • Maddi ve manevi o kadar az bedel ödersin.
  • Gerilim o kadar az olur.
  • Gerçek huzur ve mutluluğu yakalama şansın o kadar büyük olur.
  • Yeni fırsatlar için hayatında o kadar fazla yer olur.
Peki hayatı sadeleştirmek için neler yapacağız? Bu kadar basit olabilir mi basit yaşamak?
 
İşte hayatı sadeleştirmenin için birkaç ufak tavsiye:
 
  • Hayattaki kararlarını verirken sana keyif veren ve mutlu eden şeyleri temel al.
  • Düşündüğün kadar önemli değilsin. Kabul et. (İşler sen olmadan da yürüyecektir... her yere ve herkese yetişmek zorunda değilsin)
  • İstemediğin ve sevmediğin şeyleri mecburiyetten yapmaktan vazgeç. Gerektiğinde hayır demeyi öğren.  
  • Olabilecek her yerde en basit seçeneği seç.
  • Gerçekten ihtiyacın olmayan hiçbir şey alma. Daha önce almış olduğun ve hayatında fazlalık olan ne varsa ihtiyacı olanlarla paylaş, unutma hayat paylaştıkça çoğalır...
  • Bir tanesi haricinde diğer tüm kredi kartlarınızı iptal et.
  • Okurken de seçici ol ve müzik dinlerken de ve bir şeyler izlerken hatta sosyal medyayı takip ederken de... Bilgi kirliliği de seni yorar...
  • Ve hemen şimdi harekete geç! Bilmek kadar bildiklerini uygulayabilmenin önemini unutma ve hayallerin için adım atmakta önündeki en büyük engel sensin...

Ne zaman hayatı sadeleştirmek dense Nazım Hikmet’in bu şiiri gelir aklıma, Basit yaşamaya dair...
 
  
Basit yaşayacaksın. Basit.
Mesela susayınca su içecek kadar basit... Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
Tek düğmesi olacak elindeki cihazın; tek bir düğme, tek bir cümle gibi...
Sevince lafı dolandırmadan söylediğin "seni seviyorum" gibi.
Basit bir öpücük yetecek sana...
Basit, sıcak bir öpücük;
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını, öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
Kabak çekirdeği verecek sana rakamların veremediği mutluluğu.
El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak en değerli kağıdın -hep yanında taşıdığın, atmaya kıyamadığın.
İki harekette giyiniverecek, iki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman ve yola çıkman arasında geçen süre;
Kısacık olacak sıcacık kollara dolanman ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.
Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını, bakışların bile anlatabilecek kendini.
Beklentilerin de basit olacak:
Kaf Dağı'nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını, ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana en ucuz aşk romanını.
Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.
Bir kaşarlı tost olacak aradığın nasıl oturacağını bilemediğin sofrada, parmakların en kıymetli çatalın. 
"Bilmiyorum" diyebileceksin bilmediğinde ve çok normal olacak 'onu da' bilemeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek, bir "istemiyorum" diyebilmeye,
Saatin, sadece saati gösterecek,
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın,
Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit...


Sevgiyle...

S.
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder