Hani her yıl başında yeni kararlar alırız, ecnebilerin "New Year's Resolutions" dedikleri. Hiç biride yeni değildir aslında geçen senelerde yapamadığımız ama hep sırtımızda bir yük gibi taşıdığımız ama illa her sene başı uzun uzun listeler yaptığımız kararlar... Sonra tarih olur 28 Aralık yılın bitmesine 3 gün kalmış bir bakmışız ki listede üstü çizilmiş tek kalem yok... Hooop yine yeni hiç tamamlanmayacak listeler hazırlarız... Açıkçası bu güne kadar ben ne hakkında plan yapsam kafama yıkıldı. Hani derler ya sen plan yaparsın Tanrı güler benimki de hep o hesap...
İşte bu sene benim tek yeni yıl kararım. "Yeni Yıl Kararları"almamak ve uzun listelerden uzak durmak.. Uzun yapılacaklar listesi gerginliğinden kaskatı kesilip kımıldayamamaktansa biraz geldiği gibi yaşamak... Hayata ve benim için hazırladıklarına güvenmek... ve harekete geçmek.
Uzun zamandır hep ağzımda olan ama tabi ki bin bir bahaneyle ertelediğim (bkz 2011 kararları) blog açma hayalim için harekete geçmek bunların başındaydı. Bu sefer yeni yıl kararım yoktu ama harika bir itici gücüm vardı. Fikirlerine önem verdiğim, dönem dönem uzun sohbetlerin bir yerinde yazdıklarımdan bahsettiğim değerli bir arkadaşımın, kelimenin tam anlamıyla ittirmesiyle atabildim bu adımı. Oturdu, kaba taslak, hiç detaylarda kaybolmadan blog'u oluşturdu ve yaz dedi, her hafta tek bir şey yaz, sadece yaz ve paylaş. Şimdi onun sayesinde ben bugün ilk yazımı paylaşıyorum...
Bu da öncesinde bir meramımı anlatma çabası.
Kendimi sorguladığım, ziyadesiyle cezalandırdığım zamanlar çok olur benim. Hayatta yapamadıklarım, ertelediklerim için çok cezalandırırım kendimi, ama şimdi binlerce kere şükrediyorum yapamadıklarım var ama hala bana inanan dostlarım da var. Öyle dostlar ki en beklemediğim ama bir o kadar da ihtiyaç duyduğum zamanlarda hep yanımda oluyorlar... İyi ki varlar, iyi ki hayatın bir yerinde birbirimize dokunmuşuz... Her şeyden önce onlara binlerce kez teşekkür ederim.
Gel gelelim bu blog ne anlatacak? Belli başlı bir konusu yok, ismi gibi hayata dair aklıma gelen ve yazmak istediğim ne varsa o. Bazen sadece paylaşmak için, bazen içimi kavuran düşünceler beni hasta etmeden içimi dökmek için. İleride nereye gider? Neye dönüşür? Bilmiyorum... Onu da zaman gösterecek. Şimdilik meçhulün keyfini çıkarıyorum. Olurda bu blog bir şekilde karşınıza çıkar, sizde vakit ayırıp okursanız ne ala... yorumlarınız, düşüncelerinizle hayata dair ne varsa paylaşmış oluruz. Olmazsa da canınız sağ olsun ben yazmaya devam edeceğim... Çünkü hayata dair söyleyecek bir kaç sözüm var...
Kendimi sorguladığım, ziyadesiyle cezalandırdığım zamanlar çok olur benim. Hayatta yapamadıklarım, ertelediklerim için çok cezalandırırım kendimi, ama şimdi binlerce kere şükrediyorum yapamadıklarım var ama hala bana inanan dostlarım da var. Öyle dostlar ki en beklemediğim ama bir o kadar da ihtiyaç duyduğum zamanlarda hep yanımda oluyorlar... İyi ki varlar, iyi ki hayatın bir yerinde birbirimize dokunmuşuz... Her şeyden önce onlara binlerce kez teşekkür ederim.
Gel gelelim bu blog ne anlatacak? Belli başlı bir konusu yok, ismi gibi hayata dair aklıma gelen ve yazmak istediğim ne varsa o. Bazen sadece paylaşmak için, bazen içimi kavuran düşünceler beni hasta etmeden içimi dökmek için. İleride nereye gider? Neye dönüşür? Bilmiyorum... Onu da zaman gösterecek. Şimdilik meçhulün keyfini çıkarıyorum. Olurda bu blog bir şekilde karşınıza çıkar, sizde vakit ayırıp okursanız ne ala... yorumlarınız, düşüncelerinizle hayata dair ne varsa paylaşmış oluruz. Olmazsa da canınız sağ olsun ben yazmaya devam edeceğim... Çünkü hayata dair söyleyecek bir kaç sözüm var...
S.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder